"Güzel müziği ayırt edemeyen insana, eşek kulağı yakışır" Apollon

8 Haziran 2011 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi Dergisi Nisan/Mayıs Sayısı: Razvan Rat İle Bir Söyleşi


Uzun süredir yabancı basında yer alan önemli gördüğüm yazıları çevirme fırsatı bulamıyordum. Liglerin bitmesi ve güncel konuların azaldığı yaz dönemlerinde bol bol çevirileri sizinle paylaşacağım. 

Bu seride ilk paylaşmak istediğim yazı Shaktar Donesk takımının lider oyuncularından ve defansın bel kemiği Razvan Rat ile bir söyleşi. 

Yazı Uefa’nın çıkardığı Champions League Dergisi’nin Mayıs/Haziran sayısında yer alıyor.
Özellikle Lucescu hakkında söyledikleri ilgimi çekmişti. Bu yazıyı okuduktan sonra tekrardan Lucescu gibi bir değeri kaybettiğimize üzüldüm. Bir çok yabancı hoca geldi geçti, ama Lucescu bu hocaların arasında en iyilerindendi. Gelin biraz bu konuyu ve futbolu Razvan Rat’ın ağızından okuyalım :




Shaktar’ın sadık stoperi Maldini, Avrupa’da attığı ilk gol ve her maçtan ders çıkarmak hakkında konuştu. Hiçbir zaman yorulmıycak gibi görünen milli stoper, takımının tarihinde ilk defa Şampiyonlar Ligi’inde gruptan çıkaran golü atarak ender rastlanan bir başarıya imza attı. Başarısını bir satranç ustası gibi oyunu okumasına, çok çalısmasına ve takımı 7 sezondur çalıştıran Mircea Lucescu’ya borçlu.

8 sezondur Shaktar’da oynuyorsun, kulüpdeki dinamikler sence nasıl değişti ?

Ukrayna’ya ilk geldiğimde Shaktar sadece ikinciliğe oynayan bir kulüpdü. Fakat zamanla deneyim kazandık ve arka arkaya şampiyonluklar yaşadık. Ayni şekilde Avrupa’da da deneyim kazanarak 2009′da UEFA Kupası’nı kazandık ve bu gerçekten bizim için çok önemliydi. Şimdi ise her sezon istikrarlı bir şekilde Şampiyonlar Ligi’nde oynuyoruz.

UEFA Kupas’ını aldığınız dönemden çok güzel hatıraların olmalı.

Avrupa’da finale kalmak ve final maçında oynamak….bunu hayal etmek için bile yaşamanız gerekiyor. Yaşadığım duyguları anlatmak gerçekten çok zor, bir çok ülkeye yayın yapan kameralar ve gözler sizin üzerinizdeyken içimde yaşadığım mutluluk gerçekten inanılmazdı. Bu Shaktar için çok büyük bir adımdı.

Sezon başladığında hedeflerin nelerdi ?

Büyük düşünüp, hedeflerinizi yüksekte tutmak iyi bir şeydir bu yüzden Şampiyonlar Ligi’nde final oynamayı hayal ediyordum. Bir çok kişi bu sezon Shaktar’ın normalinden fazlasını başardığını düşünüyor, ama biz her zaman daha yükseyi hedefliyoruz. Esas hedefimiz her zaman gruptan çıkmakdı.

83 maçtan sonra grupta ilk golünü Braga’ya karşı attın…

Evet en sonunda bir gol atabildim! Aslında doğru zamanda doğru yerdeydim. Ne zaman gol atacağınızı gerçekten kestiremiyorsunuz, çoğu zaman ya auta çıkıyor ya da kaleci kurtarıyor. O gün benim şanslı günümdü, ama benim için asist yapmak gol atmaktan daha önemli.

Shaktar’ın sahadaki oyununu nasıl yorumluyorsun ?

Teknik direktörümüz Mircea Lucescu oyunumuzun Barselona’ya çok benzediğinden bahseder. Fakat önemli olan başlama düdüğü çaldıktan sonra kendi oyunumuzu ortaya koyabilmemiz. Ayrıca kadromuzda oyunumuza renk katan Brazilyalılar da var.

Lucescu oyun stilini Paolo Maldini’ye benzetiyor, sen bir benzerlik görüyormusun ?

Eminim bunu düşünmekde Lucescu’nun kendi nedenleri vardır ama ben aynı fikirde değilim. Maldini’nin seviyesine gelmeniz için çok çalışmanız lazım. Bu kadar önemli bir oyuncu ile benzetilmek çok zor bir durum ama bir o kadarda onur verici. Bütün kalbimle Maldini kadar uzun bir dönem futbol oynayıp, onun yakaladığı başarıların birazını yakalamayı umuyorum.


Senin en sevdiğin oyuncular kimler?

Ryan Giggs’i çok seviyorum. Bir defans oyuncusu olmamasına rağmen hep benim en sevdiğim oyuncu olmuştur. Onun oyun stilini çok seviyorum, ama bu onun gibi oynamaya çalıştığım anlamına gelmez. Her hangi bir idölüm yok ama beğendiğim oyuncular var.

1998′de 17 yaşındayken Rapid Bucharest’e transfer oldun. O günden bu yana oyunun çok değişti mi  ?


Rapid’e transfer olduktan sonra değerim arttı. Sonra 2003′de Shaktar’a geldim ve oyuncu olarak kendimi çok geliştirdim. Kendimi geliştirmemin en büyük nedeni profesyönelce çok çalışmamdı. Her maçdan ve antremandan bir ders çıkarmamız gerekir. Mircea Lucescu bize hep “Büyük oyuncular hatalarını tekrarlamayan oyunculardır” der. Bir hata yaptıktan sonra tekrarlamamanızın farkına varıyorsanız büyük bir oyuncu olursunuz. 

Gelecek için planların nedir ?


Şimdilik bunu düşünmedim, ama Shaktar’da aynı formda uzun süre devam etmek istiyorum.

Donetsk sana evinmiş gibi geliyor mu ?

8 sene burayı evim gibi hissediyorum. Karım da Ukraynalı,Shakhtar’ı evim gibi görmek için bir çok nedenim var.

3 Haziran 2011 Cuma

KONUK YAZAR KÖŞESİ : Sinan Yiğit’den,“Futbol ve İddaa”

Bu haftaki Konuk Yazarımız Sinan Yiğit bizlere, “Resmen izin verilenler dışında ülkemizde kumar yasak olduğu için mi futbola olan ilgi bu kadar artıyor ? ‘İddaa’ tutkunlarının iç dünyalarında sadece kolay para kazanmak duygusu mu var ? ‘İddaa’ ne kadar kazanıyor ve kazandığının ne kadarını iddaacılara dağıtıyor ? ‘İddaa’ya futboldan başka sporun hangi dalları dahil ? Yurt dışındaki bahis organizasyonlarının ‘iddaa’ ile rekabetleri nasıldır ?” gibi son derece ilgi çekici soruların cevaplarını veriyor yazısında. Bu soruların cevaplarını verirken de, bir bahisçinin, ‘iddaa’ konusu müsabakayı izlerken neler hissettiğini anlatarak, bahsin, izleyiciye olan etkilerini yorumluyor.
“İddaa” konusunda deneyimli ve sıra dışı bakış açılarına sahip olan Konuk Yazarımızın, yazısının sonunda yer verdiği görüş ve tavsiyelerinin, özellikle “iddaa” ile yeni ilgilenmeye başlayanlar için çok yararlı olacağını da belirtelim.
Sinan Yiğit’in bloguna şu adresten ulaşabilirsiniz : http://snyigit.wordpress.com

Futbol ve “İddaa”

Cem Kırgız’ın bana yönelttiği, “ülkemizde kumar yasak olduğu için, insanların futbola bu kadar ilgi duymasının altında,  ‘İddaa’ oynamak yatıyor olabilir mi sence ?” sorusundan yola çıkarak, bu konudaki görüşlerimi sizlerle paylaşmak üzere kaleme aldım bu yazımı.
Açıkçası ben öyle düşünmüyorum. Kumar oynamak yasal olarak yasak, evet ama, futbola da, “iddaa”ya da olan ilgi bu yasaktan dolayı gelmiyor bence.
Ülkemizdeki insanlarımızın gelir durumu, neredeyse herkesin futbolu bilmesi, hemen her gördüğümüz yüzün kendince bir teknik direktör oluşu, kimilerine göre de hislerinin kuvvetli olması, bu ilginin başlıca nedenleri.
Tabii  bu olguyu benim gibi sadece bir hobi olarak değerlendirenler  de var. Ben mesela, haftada bir  4 maçlık tahmin yapar, ya da en fazla bir sürprizli  3-4 maçlık kupon düzenler ve beklemeyi yeğlerim. Yeri gelir, 3 te 3 yapıp 4.’ye geldiğimde kuponumu yırtarım. Lakin, o 4. maça gelene dek tahminlerimin tutması, o ana kadar ki heyecanım, aynı anda birden fazla maç takip etmem ve doğru tahminlerimi son maça kadar taşımış olmamdan duyduğum hazzı anlatamam. Belki “son maçta yatmak” dediğimiz şey başımıza gelince sinirlerimiz bozuluyor ama, size çok açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, kazanamıyor olsam da,  o ana kadar duyduğum heyecan ve haz duygusu benim için paha biçilemez.
Ancak bir de bu durumu geçim kaynağına, kredi kartının son gününe, okul veya dershane taksitine, asker harçlığını çıkarmaya endeksleyen bir kitle var ki, benim için haz olan, onlar için her yeni kuponda yeni bir umut oluveriyor. Akabindeki hayal kırıklıklarını ise hiç söylemiyorum.
Tüm bu anlattıklarımın yanısıra, ortada bir başka gerçek var. O da, bunun adı ister yasal bahis, ister kumar, her ne olursa olsun, rakamlar “idaa”nın, hiç de sandıldığı kadar basit olmadığını gösteriyor.
2010 yılında, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’nın 3 milyar 746 milyon TL ciroya ve yüzde 34′lük ”rekor” büyümeye imza atarak, devlet kontrollü spor organizasyonları arasında dünya ikincisi olması da, ne kadar büyük bir kitlenin bahis dediğimiz hadisenin peşinden sürüklendiğini gösteriyor.
“Devlet kontrollü yasal bahis” adı verdiğimiz İddaa’nın oynatılmaya başladığı Nisan 2004’den, Aralık 2010’a dek elde edilen hasılatın toplam rakamı 14,4 milyar TL. Elde edilen bu toplam hasılattan dağıtılan ikramiye ise, 7 milyar TL olarak kayıtlara geçti.
Yine 2010 yılı verileri göre İddaa programında, 17 bin 382′si futbol, 3 bin 953′ü basketbol olmak üzere, 21 bin 720 maç yer aldı. Tüm bu maçlar için 510 bin oran hesaplandı. Oyuncular yıl boyunca toplam 495 milyon kupon oynadı. Fenerbahçe, yüzde 1,36′lık payı ile takım bazında hasılata en çok katkı sağlayan ve 4,7 milyon TL ile en yüksek takım isim hakkını alan kulüp oldu.
Yasal bahis organizasyonlarımızın resmi teknoloji ve danışmanlık şirketi olan “İnternet Teknoloji Yatırım ve Danışmanlık Ticaret A.Ş (İnteltek)”den yapılan açıklamaya göre, İddaa’nın, yaklaşık 3,5 milyon oyuncusu, 81 il ve 741 ilçede toplam 5 bin 500 fiziksel, 5 sanal bayisi ile, dünya ölçeğinde sektöründeki en geniş dağıtım kanallarından birine sahip olduğu bildirildi.
Tabii tüm bu verilerin ışığında akla gelen sorulardan biri de,  “eğer İddaa olmasa idi, futbola ilgi bu kadar olur muydu !?” sorusu.
Bu sorunun cevabını şöyle verebiliriz : İddaa’dan önce de futbola bağlı bir kitle vardı, İddaa’dan sonra da aynı kitle azalmadan devam etti. Lakin o kitle, İddaa’dan sonra bu sefer bildiklerinden veya hissettiklerinden para kazanma yolunu da seçti. Dolayısı ile ayda yılda bir maç izleyen, futbola ilgisi çok az olan insanlar bile, “kolay para kazanmanın bir yolu” olarak görülen İddaa tahmin oyunu söz konusu olunca, mübalasız söylüyorum, hiç bilmedikleri takımların hiç tanımadıkları oyuncularını dahi takip edip, neredeyse onların psikolojik durumlarını bile incelemeye başladılar.
Sadece futbolda değil tabii ki, iddaa’ya sonradan eklenen Basketbol, Voleybol, Tenis ve en son olarak Motor Sporları’nın da katılmasıyla, bu oyuna kayıtsız kalamayan koskoca bir İddaa kitlesi oluştu. Zaten bu biraz evvel değindiğim rakamlarla da bunu açıkça ortaya koyuyor. Şunu da söyleyebiliriz ki, İddaa’dan sonra her hangi bir spor dalı konusunda az çok bilgisi olan her insan, kendi iddaa oynamasa bile,  bahis  oynayanlara yorumlarda bulunup, görüşlerini belirtir oldular.
Şimdi bu bahis işinin bir de ana unsuru olan “oyun” kısmı var. Mesela bahis oynadığımız karşılaşmaları takip ederken, bazen bizim tahminimizi doğrulamayacak  bir oyun ile karşılaşabiliyoruz. İşin garip tarafı, bizim bahis tahminimizin aleyhine oynanmakta olan oyun, gözümüze ve gönlümüze çok hoş gelebiliyor. Geliyor gelmesine ama, bu sefer de cebimize bir şey yansımıyor. Bu durum da, keyfimizi kaçırıp, takip ettiğimiz karşılaşmadan tad almamızı engelliyor. Dolayısı ile, oyunun güzelliklerini seyretmek yerine, sonuç odaklı olabiliyoruz. Bunun sonucunda güzel futbolun tadını çıkaramayan bir kitle var ki, onları sadece kazanacakları para ilgilendiriyor. Bu da bir seçenek tabii, her zaman güzel oyun olmuyor ama, her zaman  bahis yapacak olanaklar mevcut.
Ben ikinci seçeneği seçip oyundan tad almaya bakanlardanım. Gözümüz gönlümüz açılsın da, varsın ben şansımı bir başka kuponda tekrar deneyeyim.
Tabi bu sözlerim yaptığımız ufak bahisler için geçerli. Yoksa söz konusu olan yüksek bahis rakamları ise, değil güzel oyun, şampiyonluk kupasını evinize getirseler mutlu olamazsınız, çünkü giden gitmiştir artık.
Buraya kadar değindiklerim, bahisçilerin nedenleri ve duyguları üzerineydi. Peki bu kadar insanın takip edip, paralar yatırdığı İddaa’da kazanma şansları ne kadar yüksek ?
Yukarıda belirttiğim rakamlara dayalı olarak bakar isek, toplam 14.4 milyar TL hasılatın 7 milyar TL’si ikramiye olarak ödenmiş. Bu da,  kazanma orannın oldukça yüksek olduğunu (yaklaşık  %50)  gösteriyor.
Yasalarımız izin vermediği için, ülkemizde resmi bahis olan “iddaa” dışında, bu alanda başka bir olanak yok. Bizim yasalarımız el vermiyor ama, bu işin bir de yurt dışı boyutu var. Şimdi de bu konuya değinelim kısaca.
Bahisler, bilindiği gibi, internet ortamından oynanıyor ve Türkiye’de uygulamada olan “Spor Bahisleri Yasası” gereğince, İddaa dışında başka bir spor bahisleri operatörünün ülke içerisinde faaliyet göstermesi yasak. Bu durumda Avrupa bahis siteleri içerisinden bazıları Türkiye piyasasına girip, Türk spor bahisleri oyuncularına kaliteli hizmet sunmayı seçmekte, bazılarıysa Türk kullanıcıları üyeliğe kabul etmemektedir. Türk kullanıcıları üyeliğe kabul eden Avrupa bahis sitelerinin başında “Betsson” gelmekte ve Türk kullanıcılar bu siteleri yıllardır beğeniyle kullanmaktadırlar. Bu sitelerin avantajlarını ise şöyle sıralayabiliriz :
1. İddaa’ya nazaran gayet yüksek olan oranlar : Avrupa bahis siteleri, kullanıcılarına çok daha yüksek bahis oranlarıyla, daha fazla kazanma şansı sunmaktadır. Özellikle de yüksek oranlı maçlarla oluşturulan kombine kuponlardan kullanıcıların elde ettiği kazançlar İddaa’ya göre oldukça yüksektir.
2. Kullanıcıların bahis yaptıkça kazandıkları bonus fırsatları : Avrupa bahis siteleri, daha fazla müşteriyi kendisine çekmek için, potansiyel müşterilerine çeşitli bonus fırsatları sunmaktadır. Bu bonus fırsatlarından en büyüğü kuşkusuz “ilk para yatırma bonusu”dur. Bu bonus kapsamında kullanıcılar yapacakları ilk para yatırma işlemlerinde, belirli bir miktara kadar %100 veya daha fazla miktarda bonus kazanmaktadırlar. Bu da kullanıcılara yatırdıkları paranın iki katıyla bahis oynama ve kazanma fırsatı vermektedir. İlk para yatırma bonusunun yanı sıra, yeniden yükleme bonusu ve diğer birçok bonus çeşidi Avrupa bahis siteleri tarafından müşterilerinin beğenisine sunulmaktadır.
3. En beğenilen ve cazip olan, canlı bahis seçeneği : Gerçi İddaa da bu uygulamaya yeni girmiş bulunuyor ama, onların uygulaması, yurt dışındaki örnekleri karşısında, gerçek bir canlı bahis olarak kabul edilemez. Şöyle ki ; Canlı bahis seçenekleri olağanüstü bir heyecan yanında, kullanıcılara oynanan maçların gidişatına göre ortaya çıkan fırsatları değerlendirme ve kazançlarına kazanç ekleme olanağı vermektedir.
4. Geniş para yatırma seçenekleri : İddaa müşterilerinin, bahis oynarken kullanabilecekleri, tek bir para yatırma seçeneği bulunmaktadır ki, bu da İddaa’nın lisans verdiği web sitelerinin anlaşmalı olduğu bankalardan yapılacak havalelerdir. Bunun yanında, İddaa bayilerinden gerçek parayla da bahis oynanabilmektedir. Oysa Avrupa bahis siteleri banka havalesini de desteklemekle birlikte, kredi kartları, e-cüzdanlar ve ön ödemeli kartlar gibi en modern ödeme araçlarını desteklemekte ve müşterilerinin kendilerine en uygun olan para yatırma ve çekme seçeneklerini kullanmalarına izin vermektedir.
5. Her zaman tek maç özgürlüğü : Örneğin,  İddaa’da en az üç maçlı kuponlar oluşturulabilirken, yabancı bahis sitelerinde bu tür kısıtlamalar bulunmamakta, kullanıcılar tek maç üzerine dahi bahis yatırabilmektedir. Bu da kullanıcıların kazanma şansını hatırı sayılır bir derecede artırmaktadır.
Son olarak, benim İddaa türü bahis konusunda görüş ve tavsiyemi soracak olursanız, biraz klasik olacak belki  ama, “top yuvarlak, saha ise dört köşedir”. (Tabii futbol odaklı konuşuyorum). Dolayısı ile, hiçbir zaman “banko” diye tabir ettiğimiz garanti maç yoktur. Siz “banko” dersiniz ama, futbolcu çıkar  40 metreden vurur ve dakika 90’da 90’a takar golü ki, siz hayal kırıklığınızla baş başa kalırsınız. O yüzden kendinizi fazla kaptırmayın derim. İddaa’da 2 seçenek var hayal kırıklığı yaşamamak adına : Birincisi “az maç çok para”, ikincisi “çok maç az para”. Yalnız her zaman ikincisinden başlayıp, oradan gelecek para ile, birinciden kazanma yoluna gidiniz.
Bu blog’da bana yer ayırdığı için Sevgili Cem Kırgız’a ve zaman ayırıp yazımı okuduğunuz için siz Midas Kral blog okuyucularına teşekkür ediyorum. Saygılar.
Sinan YİĞİT