Galatasaray Spor Kulübünün başkanı Adnan Polat katıldığı bir televizyon programında özetle şunları söyledi :
“... Bir spor kulübünün sürdürülebilir başarıya sahip olabilmesi için, her şeyden önce kurumsallaşmış sağlıklı bir idari ve mali yapıya sahip olması gerekiyor. Bunun gereği olarak da, yönetimlerin faaliyetleri şeffaf olmalıdır. Aksi taktirde, belki geçici başarılar yakalayabilirsiniz ama, bunlar tesadüfidir ve devamlılığı olmaz. Hatta bu tür başarıların bedelini sonraki uzun yıllarda ödemek zorunda kalırsınız. Kulüplerde yöneticiler gelip geçicidir ama yönetimde bütünlük ve süreklilik esas olmalıdır. Bu yapı kapsamında futbol takımının başarılı olabilmesi için de iki önemli ve sürekli kaynağa ihtiyaç var. Bunlardan biri, alt yapıdan yetiştirilecek olan, diğeri ise iyi organize edilmiş bir futbolcu izleme komitesinin yurt içinden ve dışından bulacağı futbolculardır. Sadece yıldız futbolcular transfer edilerek iyi bir takım kurmanın mümkün olamayacağını artık anladık. Mühim olan takım kimyasının oluşturulabilmesi ...”
Sayın Başkan, verdiği örneklerle de pekiştirmeye çalışarak, yönetime geldikten itibaren işte bu yapıyı gerçekleştirmek yolunda çalıştıklarını anlattı.
Ortaya koyduğu ilkelere ve bunları hayata geçirmek için yaptığı çalışmalara hak vermemek mümkün değil. Zaten bunlar işletme fakültesinin daha 1. sınıflarında öğretilen, herhangi bir kurumun “olmazsa olmaz”larından ve “Konumuz Futbol”da da, sokaktaki sıradan bir futbolseverin yıllardır bildiği sıradan gerçeklerden ibaret.
Ancak, söylenenleri bir de tersten okuduğumuzda, işte durumun asıl vahameti o zaman ortaya çıkıyor.
Her ne kadar Başkan “enkaz devralma edebiyatı” yapmaktan kaçındı ise de, anlattıklarından, kurmaya çalıştığı bu yapı ve anlayışın Kulüp’de daha önce mevcut olmadığı açıkça anlaşıldı.
Genelde sporun, özelde de futbolun ülkemizdeki durumunun fotoğrafı,
105 yıllık geçmişe sahip ve ülkemizin en büyük üç spor kulübünden biri olan Galatasaray Spor Kulübündeki bu “hal”dir işte. Nitekim diğer büyük spor kulüplerimiz de, bugün onun alt tarafı bir kaç adım ilerisinde ya da gerisinde bulunuyorlar. Keza, futbol federasyonu, hakemler ve hakemlik müessesesi gibi futbolun diğer önemli unsurları da ülkemizde halen bu düzeyde tartışılıyor.
Ne yapalım, geçmişimizde matbaa da, gazete de, televizyon da oldukça geç girmişti yaşantımıza. Geç de olsa artık kavramaya başladığımıza göre, inşallah sporda da tez vakitte telafi edebiliriz bu tür eksiklerimizi ...
1 yorum:
Sevgili Midas baskanin aciklamalarini tersden okurken biraz nazik davranmissiniz gibi geldi bana:))
Yorum Gönder