"Güzel müziği ayırt edemeyen insana, eşek kulağı yakışır" Apollon

13 Aralık 2010 Pazartesi

Marsyas’ın Not Defteri 13.12.2010

Bu haftaki not defterinde maç yorumları yerine farklı bir yaklaşımda bulunacağım. Devre arasına bir hafta kala Spor Toto Süper Lig’in sıralamaları aşağı yukarı belli olmuş durumda. 3 büyüklerin hem kendi hem lig tarihinde yaşadıkları en kötü yarı sezonun değerlendirmesini uzun süredir yapıyoruz. Bir çok kere üç büyükler için sezonun Ocak ayında başliyacağını ve devre arasında doğru yapılan hamleler ve sakatlıkların azalması durumunda toparlanma ihtimallerinin olduğunu belirttim. Şirketlerde ya da hayatta kriz yönetimi ciddi anlamda ilgi ve emek ister. Yapılan planlamalar kısa dönem ve uzun dönem olarak ikiye ayrılır. Kısa dönem planlamalarında şirketler önündeki 6 ay – 1 sene içinde nakit (likidite) sıkıntılarını düzeltmek için çözümler üretirler. Blogda bir çok yazıda yönetimlerin uzun vadede neler yapmalarının gerektiğini yazdım. Bu haftaki not defterinde üç büyüklerin devre arasında yapmaları gerekenleri ele alalım:

Beşiktaş:

Beşiktaş’ın kısa dönemde cözmesi gerektiği iki tane ciddi sorun var. Birincisi sakatlıklarına bir çözüm üretmesi gerekiyor. Her sene takımlarda belirli oranda sakatlık yaşanır. Bu sakatlıklar takımın yıldız oyuncuları ya da omurgasını oluşturuyor ise puan kayıpları artar. Beşiktaş’ta yaşanan sakatlık sayısı normalin çok üstünde. Bunun tek bir nedeni olamaz. Ama, teknik kadronun antrenmanları ve sağlık ekibinin tedavilerini gözden geçirmeleri gerekiyor.

İkincisi Beşiktaş iyi oynayıp top hakimiyeti yüksek olduğu dönemlerde gol atma sıkıntısı yaşıyor. Bunun en önemli sebebi Nobre, Tabata, Nihat ve uzun süre Holosko’nun bal yapmayan arı gibi oynamalarından kaynaklanıyor. Bu oyuncuların formları çok düşük olmakla birlikte, harcadıkları ataklar yüzünden takım ileride top tutmakta zorlanıyor. Şu sıralar ülkemize gelen Fernandez ve isimleri geçen Simao ve Almeida çok yetenekli futbolcular olmakla beraber sorunsuz değiller. Fernandez yarım sezonluk takıma kiralık geldi ve satın alma opsiyonu Beşiktaş’ın elinde. Genç yaşta olan orta saha oyuncusunun CV’si malesef şanssızlıklar ve sakatlıklarla dolu. Oynadığı son 5 sezonun sadece 1 tanesinde doğru düzgün oynayıp, geri kalan 4 sezon sakatlıkları nedeniyle ortalama 12 maçta oynayabilmiş. Bu oyuncunun takıma katkı sağlayıp sağliyamayacağını anca zamanla göreceğiz. Fakat ülkemize geldiği anda bir futbol tanrısı gibi karşılanacak bir oyuncu asla değil. Guti, Quaresma, Simao, Almeida ve Fernandez iyi oyuncular. Fakat bu oyuncuları aynı anda oynatmak onları ülkemize getirmekten daha zor diyebiliriz. Quaresma geldiğinden beri sakatlıkları yüzünden 6 aydır takıma beklentinin çok altında katkısı olmuştur, takıma gelecek diğer Portekizli’lerde aynı sıkıntılar yaşanmamalı.

Beşiktaş’ın son olarak bir sağ beke ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Hilbert iyi bir sağ açık devşirme sağ bek olsada hedefinde şampiyonluk ve Avrupa’da başarı olan bir takımın sağ beki olmamalı. Takıma gerçek bir sağ bek alınıp, Hilbert belirli maçlarda sağ açık oynatılırsa çok daha verimli olacağını düşünüyorum.

Galatasaray:

Galatasaray için kısa dönem yapılacakları yazmak gerçekten çok zor. Takımın mutlak surette en az iki santrafor alması gerekiyor. Ayrıca Arda takımdan çıktığında takımın ileride top tutma sıkıntısı yaşadığını ve pozisyon üretmekde sıkıntı yaşadığını görüyoruz. Bir ofansif orta saha ve çizgide oynamayı seven bir açık oyuncusunun takıma katkıları olacaktır.

Herşeyden önce Galatasaray takımının hedefinde bir omurga oluşturmak ve gerçekçi bir sistem olmalı. Bunun için uzun dönemde yönetimin Hagi ile devam etmesi gerekiyor. Takımın omurgasını oluşturan oyuncuları bulup, onlarda ısrar edilmesi gerekiyor. Barış – Ayhan – Mustafa Sarp – Cana orta saha oyuncularından iki tanesi fazla. Bu oyunculardan ikisinin yerine ofansif orta saha oynamayı bilen oyuncular pozisyon yaratmakda faydalı olacaktır. Sabri – Aydın – Emre Çolak v.b. genç ve dinamik oyuncuların takımda kalmaları gerekiyor. Zaten kaybedilmiş şampiyonluk yarışında gelecek senenin Galatasaray’ının yaratılması gerekmektedir.

Son olarak defansta Neil’ın yanına Gökhan ve Servet’ten biri gönderilip iyi alan savunması yapmayı bilen bir stoper alınması şart. Servet ve Gökhan uzun süredir defansta fiziksel olarak yavaş kalıyorlar ve topu oyuna sokmada sorun yaşıyorlar. Defansta Hakan Balta’da belki alternatif stoper olarak kullanılabilir, ama asla bu formunda ilk onbirin sol beki değildir. Galatasaray’ın oyunun kilitlendiği zamanlarda ileriye çıkıp, rakip defansı zorlayacak beklere ihtiyacı var.

Fenerbahçe:

Fenerbahçe’nin kadrosu gerçekten çok kaliteli ve belki devre arasında takviyeye en az ihtiyacı olan takımlardan biri. Fakat blogun başlığında belirttiğimiz gibi bir zincir en zayıf halkalası kadar güçlüdür. Santos ile Aykut hocanın yaşadığı problemler tam olarak bilinmiyor. Fakat bu oyuncunun Fenerbahçe’de bir geliceği olmadığı bir gerçek. Caner alındığında Vederson’un yerine alternatif sol bek olarak alınmıştı. Aslında bir sol açık olup devşirme sol bek olan Caner maalesef Hilbert kadar bek pozisyonunda bir gelişme gösteremedi. Fenerbahçe’nin devre arasında kesinlikle defans oyununun temellerini bilen ve ters kademeye girebilen bir sol bek alması gerekiyor. Bir örnek vermek gerekirse Barcelona’da sol bek oynayan Abidal maç boyunca çok az ileriye çıkıyor ve çıkınca haybeye orta yapıp top kayıplarına sebep olmuyor. Bu arada Gökhan’ın da ortalarını ciddi anlamda geliştirmesi gerektiğini unutmayalım.

Orta saha meselesine gelince Aykut hoca Gökay gibi kumaşı iyi ve ileride takıma büyük katkılarda bulunacak bir oyuncuyla tanıştırdı bize. Maalesef aynısını Cristian için söylemek zor. Son haftalarda bir kaç maçda iyi oynasada Fener’in her maç pres yapıp oyunu çift yönlü oynayabilen bir orta saha oyuncusuna ihtiyacı var. Ali Ece abimizin Lig Radyo’da yaptığı güzel benzetmeyi örnek alırsak; Fenerbahçe’nin Nuri Bilgi Ceylan filmi sistemi yerine Kusturica filmi sistemine orta sahada ihtiyacı var.

Bursaspor ve Trabzonspor:

Timsahlar ve Karadeniz Firtınası’nın devre arası bir transfere gerek duyduklarını düşünmediğim için ayrı başlıklarla yazmıyorum. Bir tek akla gelen Bursaspor’un Makakula ayarında bir santrafor alması. Fenerbahçe’de şans bulamayan Gökhan Ünal’ın Bursa’da verimli olabileceğini düşünüyorum. Trabzonspor ise takım olarak çok iyi bir konumda. İyi olan bozulmaz derler; bu deyimin devre arası için tek geçerli olduğu takım Trabzonspor’dur.

3 yorum:

TribunselSevda dedi ki...

Yorum ve analizlerin çoğu doğru. Beşiktaş'lı taraftarların çoğunda Avrupa'da başarı isteği var. Yeni alınan oyuncular da bu yolda atılmış doğru hamleler. Beşiktaş bu sene şampiyon olamasa bile yaptığı transferlerle taraftarını mest etmiş durumda.

Galatasaray şuan transfere deli gibi ihtiyacı olan ama bir o kadar da transfer yapması gereksiz bir takım halinde. Çünkü bu saatten sonra aceleyle yapılacak hiçbir transfer onları kurtaramaz. Sene sonuna kadar alt yapıdan çıkaracakları oyuncularla geçirmeleri en mantıklısı.

Fenerbahçe; acilen kendine bir ön libero ve sol bek bulması gerekiyor. Sol açık mevkiinden devşirilen Santos ve Caner yüzünden ne maçlar kaybettik. En son Ankaragücü'nde ilk gol gene Caner'in hatası. Bunlar halloldu mu başka bir ihtiyacı şuanlık yok gibi duruyor Fenerbahçe'nin.

Eline sağlık.

Sıradanbirblog dedi ki...

Caner' e haksızlık ettiğinizi düşünüyorum. Rakkamlarla değerlendirirseniz top kaybının Gökhan'dan fazla olmadığını görürsünüz. Ayrıca geriden oyun kurma konusunda Gökhan'la beraber en çok sorumluluk alan oyuncu. Önemli bir dez avantajı var. Önündeki Stoch ve Dia arkasında savunma varken top alma ve saklama konusunda pek becerekli değiller. O bölgede Emre ile berber 3-4 lü pres görüyorlar.
Transfer konusunda tine de alternatif sol bek düşünülmeli, yada A2 ye bakmalı. A2 nin iyi bir alternatif olduğunu gördük. Orta alan transferi ise gökay'ın önüne kesmekten başka ekstra katkı vermez. O rta göbekte görev alabilicek, Gökay, Mehmet, Emre, Selçuk, Cristian var. Özer gelicek. Bence bu rotasyon, Alex, Niang, Semih ve Gökhan Ünal'lı rotasyondan daha sağlam. Niang, formda olmayınca işlemeyen bir ofans hattımız var. Semih bir sezonda 10 hafta limitli sanki. Gökhan yok. Alex bir var bir yok. Niang ta yanlızlıktan moral olarak çökmüş durumda. Alex'li Fenerbahçe, sol beke ve orta sahaya kimi alırsa alsın daha ileri gidemez.

by yigit dedi ki...

hocam her zaman olduğu gibi tespitlerin doğru,yorumlarda biraz fener ağırlıklı olmuş ama caner konusunda canere az bile söylediğimizi düşünüyorum tmm adamsol bek değil ama birazda gelişim göstermesi lazım cska'da oynamış biri olarak,gelişimden ziyade sanki dahada geriye gidiyor gibi,pozisyon hataları,kadema hataları,gökhan'la beraber rezil ettikleri ortalar vs.
Beşiktaş'ta ise Hişbert asıl yeri olan sağ açık mevkiisine ve arkasındaki erhan kanburundan kurtulup oraya bir sağ beke ihtiyaç var hemde çok acil,ama bence sağ bek kesinlikle almayacak yönetim,çünkü simao geliyorsa eğer Q7 ile Simao'yu ters kanatlarda oynatıp Hilbert yine sağ bekte kalacaktır,oraya Rıdvan düzelince bence zaman zaman o monte edilecek.Galatasaray'da ise durum karmakarışık olmakla beraber h,çkimsede olmayan bir avantajları var o da zaten sezon kötü,e düşmeyeceklerinede göre,çıkıp varsa gururları diyecekler,bu sene olan oldu kabahat bizim,,ikinci yarıdan itibaren A2 destekli ve olabilecek en iyi yerli transferleri ile önümüzdeki senelerin çalışması içindeyiz,yeni stadımızlada birlikte desteklerinizi bekliyoruz gibisinden bi açıklama yaparak taraftarlarını arkalarına almaya çalışmalılar.
Ellerine sağlık efenim...