Bundan 8 ay önce çok bilinmeyenli bir denklem olarak başlayan Süper Lig, bitimine 6 maç kala artık 2 bilinmeyenli bir denkleme dönüştü.
Çok büyük sürprizler olmadığı taktirde, Konyaspor, Kasımpaşa ve Bucaspor gelecek sezon Bank Asya Liginde olacaklar. Sürpriz, olsa olsa Bucaspor ile Sivasspor’un yer değiştirmesi olabilir ama, uzak bir ihtimal görünüyor.
Şampiyon ise belli ki, Trabzonspor veya Fenerbahçe’den biri olacak bu sezon.
Trabzonspor 2 puan daha önde Fenerbahçe’den, onun için avantaj da onda. Kalan bütün maçlarını kazanırsa –ki kazanamaması için bir neden yok- şampiyon olacak.
Ama lig puan puana biterse, ikili averajda önde olduğu için Fenerbahçe şampiyon olacak.
İki takım arasında nefes kesen bir yarış sürüyor ; her an, her şey olabilir. Sahadaki futbol oyununda, sonsuz sayıda kombinasyon, sonsuz sayıda ihtimal var. Bundan sonra iki takımın oynayacağı maçlarında her an herşeyi değiştirebilecek o kadar çok ve çeşitli etken olabilir ki, bunları şimdiden tahmin dahi edebilmemiz olası değil.
Örneğin, o gün havanın yağışlı olması nedeniyle bir defans oyuncusunun kayarak düşmesi sonucu atılacak veya yenilecek bir gol ya da o andaki rüzgar etkisiyle topun, şutu atacak olan oyuncunun ayağına 3 derece sapma ile gelmesi nedeniyle kaçırılacak veya atılacak bir gol v.b. ki, milyon tane dış etken saymamız mümkündür ama, hiç akla hayale gelmeyecek milyon + 1 inci ihtimal de çok şeyi değiştirebilecektir.
Bunlara, hakemin bir pozisyonu iyi görememesi, yanlış değerlendirme sonucu yanlış bir karar vermesi, yahut bir oyuncunun sinirlerine hakim olamayarak veya hiç bir kötü niyeti olmasa da istemeyerek yaptığı bir hareket sonucu oyundan atılması ya da her zaman stadyumlarda nöbetçi bekleyen bir çürük elma taraftarın yapacağı bir münasebetsizlik sonucu sahanın kapatılması v.b gibi, insan kaynaklı ihtimalleri de ekleyebiliriz.
“Zurna’da peşrev olmaz !”mış, artık bu iki takımın taraftarlarının ne çıkarsa bahtlarınadır.
En güzeli, bu yarışın heyecanla sürüyor olması. Yapmamız gereken de, denklemin çözüleceği an’a kadar bu yarışı tadına vararak keyifle izlemek bence. Sonra günlerce, aylarca, yıllarca konuşacağız o izlediklerimizi. Gelecekte, çocuklarımıza, torunlarımıza da anlatacağız büyük bir olasılıkla. Sonunda yapmamız gereken de, şayet taraftarı olduğumuz takım ipi şu veya bu nedenle göğüsleyemediyse, biraz burulmakla birlikte, şampiyonu alkışlamak olmalı.
Öyle ya, bize sonuna kadar bu keyfi ve heyecanı yaşatan, geleceğe taşıyacağımız anılara vesile olan takımlardan biri bizim takımımız ama, öbürü de Şampiyon olmuş diğer takım işte.
Taraftarı olmasak da, o da en azından bir teşekkürü hakkediyor bizden herhalde, ne dersiniz !?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder