"Güzel müziği ayırt edemeyen insana, eşek kulağı yakışır" Apollon

21 Mart 2011 Pazartesi

BİR DERBİ’NİN ARDINDAN



GALATASARAY 1 – FENERBAHÇE 2

Yeni stadyumda oynanacak ilk derbi, Galatasaray’ın taraftarına karşı son şansı, Fenerbahçe’nin tarihe özel bir not düşmesi, şampiyonluk yolunun iyice açılması ya da şampiyonluktan olması, desibel rekoru denemesi, 3D + örümcek kamera yayını gibi bir çok özel anlamlar yüklendi bu maça. Ama, maçı oynayan ve sonucundan etkilenecek olan takımların taraftarları dışında, bir futbolsever açısından hiç de seyir zevki ve heyecanı vermeyen tatsız tuzsuz, kalitesiz bir maç oldu Galatasaray – Fenerbahçe derbi’si.

Kötü oynayan iki takımdan, maçı kazanabilmeye daha yakın olan Galatasaray’dı. Kazım, yakın arkadaşı Andrea Santos’un yardımı ile yoktan var ettiği golüne, takımının ürettiği gerçek gol pozisyonunda yapması gereken asıl görevini yaparak ikincisini ekleyebilse, Fenerbahçe’nin bu maçtan puanla çıkabilmesi muhtemelen mümkün olamayacaktı.

Bir puana baştan razı Fenerbahçe’nin maçı kazanabilmesinin nedeni ise bence, kötü oyununa rağmen, Galatasaray’a nazaran daha fazla “takım” olabilme avantajı ve her şeye rağmen serinkanlılığını koruyabilmesi oldu. Tabii bu yapının sahadaki açık ara en önemli mimarının da Kaptan Alex olduğu hiç şüphesiz.

Salt bu maça bakıldıkta, şampiyonluğun en büyük adayı ve lider Fenerbahçe ile, tarihinin en kötü sezonlarından birini geçirmekte olan onbirinci sıradaki Galatasaray arasında hiç de önemli bir fark olmadığı söylenebilir. Ancak, bütün derbi maçlarını kazanmasına rağmen şampiyon olamayan ama hiç derbi maçı kazanmadan şampiyonluğu elde edebilen takımların gösterdiği örneklere bakarsak, “derbi” maçlarının, taraftar adrenalini yükseltmenin dışında, şampiyonluğu doğrudan etkilemediği anlaşılıyor. 34 maçlık lig “maraton”unda önemli olan, “sürdürülebilir başarılar”. Yoksa, maraton içindeki süreçlerde leyhe veya aleyhe hakem hataları, iyi oynarken puan kayıpları ya da kötü oynarken galibiyetler her takım için mümkün.

Fenerbahçe, rakipleri puan kaybederken, üstelik zor bir fikstür kapsamında on maçlık bir galibiyet serisine ulaştı. Bu hiç şüphesiz önemli bir başarı. Ama ligin sona ermesine 8 maç kalmasına rağmen, iyi ve taraftarına güven verici futbolu hala maçların sadece bazı bölümlerinde gösterebiliyor. Öte yandan, “tek başına maç kurtaran Alex şu veya bu nedenle bu serinin üç beş maçında oynayamasa idi Fenerbahçe acaba yine bu gün liderlik koltuğunda oturuyor olabilir miydi !?” sorusunun cevabı da son derece düşündürücü.

Fenerbahçe’yi yenebilse idi, bu sezon taraftarına bir avunma vesilesi sağlayabilecekti ama, Galatasaray’ın problemleri böyle bir galibiyetle örtülebilecek kadar basit değil bence.


Hiç yorum yok: