"Güzel müziği ayırt edemeyen insana, eşek kulağı yakışır" Apollon

6 Nisan 2011 Çarşamba

Re Re Re, Ra Ra…..Galatasaray’a Neler Oluyor?!



Bilim kurgu filmlerini ilginç kılan, insanların hayal gücünün sınır tanımamasını göstermeleridir. Bu tür filmleri herkes sevemez, çünkü gerçek hayatta yaşanabilecek şeyleri yansıtmadıkları için bir türlü hikayeye kendilerini veremezler. Bu sezon Galatasaray’ı izleyen futbol severler de kendilerini gerçek hayatla alakası olmayan bir bilim kurgu filmi izler gibi hissediyorlar ! Hani nükleer savaş gibi bir felaket olur ve hayatta kalan az miktarda insan yiyecek ve barınak için savaşırlar ya, Galatasaray’ın içi de dışı da bu tür filmleri anımsatıyor.

Size durumun vahametini anlatacak çok basit bir analiz sunmak isterim. Galatasaray şu anda Süper Lig’de küme düşme hattından 12 puan ilerde olabilir. Ama bu durumu kesinlikle Galatasaray’ın normal şartlarda küme düşme hattında olması gerektiği gerçeğini değiştirmez. Şu anda 33 puanla Galatasaray Bundesliga’da küme düşme hattından 5 puan, La Liga’da 4, Serie A’da 3, Ligue ve Premier League’de 1’er puan ilerisinde olurdu. Oynadığı 27 maçta 14 mağlubiyet alarak Süper Lig ve kendi tarihinin en kötü sezonunu geçiriyor. En son Fenerbahçe bu kadar kötü duruma düştüğünde 79-80 sezonuydu ve Ziya Şengül’ün takımın başına geçmesinden sonra averaj ile küme düşmekten kurtulmuştu.

Galatasaray’ın yeni sportif direktörü Cüney Tanman bir beyanatında ‘biz 14 sene şampiyon olamadık ama böyle tepki görmedik’ demişti. Kulübün 1967 – 1981 yılları arasında şampiyon olamaması doğru. Fakat burda unutulan etken o zamanlardaki beklentinin ve imkanların şu andakilerin dörtte biri kadar olmadığı. Bir UEFA şampiyonluğu ve uzun seneler rakipleri karşısında üstünlük gösteren bir takım kötü bir sezon geçirebilir, ama hiç bir zaman bu kadar dibe vurmamalı. Spor medyasında takımın şu anda bulunduğu durumu açıklayan yazıların bir kısmını sizinle paylaşmak isterim:

_____________________________________________________
Osman Tanburacı:
Maç öncesi Galatasaray takımının sabah yürüyüşünü izledim. Sanki cenazeyi takip eden kortej gibiydiler. Ses yok, soluk yok herkes tıs pıs… Bu takımın hayat fonksiyonları durmuş. Sahada da üzerine ölü toprağı serpilmiş!

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/?t=05.04.2011&y=OsmanTanburaci

Gökmen Özdemir:

İster 3, ister 5 hocayla çalışın, ister Ali Turan’ı, ister ayakta duramayacak haldeki Kewell’ı yıldız diye yedirmeye çalışın, elbet bir gün yaldızlarınız düşecek, elbet bir gün karşılaşacaksınız.. Galatasaray’ın bu sezon ki hali gerçeklerle yüzleşen bir insan portresidir.. Ne yazık ki Antalya maçı bu sezonun son işkencesi değildi G.Saray için.. Daha 7 maç var..

http://haber.gazetevatan.com/Haber/369230/1/Gundem

Rıdvan Dilmen:

Oyuncular ve takım iflas etmiş durumda. 2 yıldır söylüyorum. Galatasaray’da oyuncu kalitesinden çok profesyonellik anlayışında sorun var. Oyuncunun önce kalbi olacak. Profesyonel olacak. Bir oyuncu kötü oynayabilir, kötü pas atabilir ama kötü koşamaz. Kötü mücadele edemez. Bugün G.Saray’ın en iyi oyuncusu, en güvenilir futbolcusu dediğimiz Milan Baros 62 maçta 22 kart görmüş.

http://www.fotomac.com.tr/Yazarlar/ridvandilmen/2011/04/05/gsarayli-oyuncular-fisi-cekmis
______________________________________________________

Yukarıdaki yorumları okuduktan sonra G.Saray’daki durum durumu gittikçe kötüye giden bir hastanın kalp atışlarını ölçen bir cihazı hatırlatıyor. Her oynanan maç daha yavaş gelen bir ses halinde ilerliyor. Peki bu kadar kötü duruma nasıl gelinir ? Her düşüşün bir kalkışı olacaktır elbet ama bu düşüşten kalkmak için bir süper kahramana ihtiyaç var gibi gözüküyor.

G.Saray tam 3 sezondur şampiyonluk yarışından uzak kalıyor. Sayısız teknik direktör değişikliği, yabancı ve yerli transferler ve en sonunda sportif direktör değişikliklerinden sonra yönetim de takıma veda ediyor. Taraftarı en çok üzen şey şu anda takım için her hangi bir umut olmaması. Hiç bir gelecek vaad eden genç yetenek yok, oluşma aşamasında olan bir ekol yok ve bu nedenle de bu başarısızlığa bir bahane bulunamıyor.

Okuyucu Sorusu: Sizce Galatasaray’ın bu duruma gelmesinde en büyük sorumlu kim ? Arda’ya haksızlık yapılıyor mu ? Takımı toparlamak için neler yapılmalı ? Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.

1 yorum:

by yigit dedi ki...

Bu duruma gelmesinin en büyük sorumlusu Adnan Sezgin ve onun icraatsızlığına rağmen sabreden Adnan Polat'tır.Adnan Sezgin'i göndermek yerine Rijkard'ı feda etti onun önünde.Yaptığı en büyük hataydı Rijkard'ı yollamak.Sadece zaman kazandı e birde Kadıköy'de beraberlik 10 yıl sonra!Arda konusunda ise ona haksızlık yapılıyor,onu malzeme gibi kullanıp reklam ve program kapağı yapıyorlar.Ama ne olursa olsun bir milli oyuncu o kutsal forma altında değil yazarlara hiç kimseye o forma altında msj veremez vermemelidir.Emre abisini örnek aldığını söylerdi hep,aldığı örnekten de belli oluyor nelerini örnek aldığının!!!Arda eğer geri adım atmaya başlamak istemiyorsa,bu ülkeden ayrılmalı ama tavan değil bir altı takımlardan birine transfer olmalı kendini bulması için.Bu saatten sonra GS küme düşcek değil ama oraya yakın olacağı kesin gibi.Yapılacak şey ise GS bu durumdan daha kötü asla olamaz bari bu durumu avantaja çevirip bir kaç sene özkaynak düzenine yönelinmeli ve '96 sonrası gibi temelleri şimdiden atmalı bu kötü durumdan bari ders çıkarılmalı.Bu son söylediklerim tabii ki Beşiktaş'ımız için de geçerli.