Her iyi şeyin bir sonu vardır kelimesi akıllarda klişeleşmiş bir laftır. Tabii ki doğal hayatta elimizde olmayan nedenlerden dolayı bazı güzel şeyleri kaybederiz, fakat bazı şeyleride kendi yanlış seçimlerimiz nedeniyle kaybederiz. Sinema tarihinin en önemli bilim kurgu hikayelerinden biri olan Yıldız Savaşları (Star Wars) filminin en çarpıcı hikayesi Anakin Skywalker karakterinin iyilerin kahramanıyken kötülerin oyununa kanıp galaxynin en korkulan karakterine dönüşmesidir. Günümüzde bizi televizyon ekranlarına bağlayan ve malum senaryolarıyla uçsuz bucaksız adrenalin ve heyecan salgılamaya çalışan dizilerde sürekli iyi karakterler kötü tarafa, kötü karakterler iyi taraflara geçerler. Medya dünyasında şahit olduğumuz hikayelerde iyilik ve kötülüğün hepimizin için de olduğunu ve hangi tarafa geçeceğimizin kendimize ait olduğunu görürüz. Bu seçim iş hayatımız ve kamuya sunduğumuz hizmetler için de geçerlidir.
Senelik hasılatı bir milyar doları geçen bilgisayar oyunu sektörünün ülkemiz için en önemli ve en popüler ürünü hiç şüpesiz Electronic Arts’ın sunduğu Fifa ve Konami’nin sunduğu PES (Pro-Evolution Soccer) oyunlarıdır. Futbol’u sanal ortama taşıyan, profesyonel düzeyde oynayamamış olmamıza rağmen bilgisayar ve televizyon ekranlarında rüyalarımızı gerçekleştirmeye bir araç olan bu oyunlar her zaman büyük bir rekabet içinde devam etmiştir. Fifa oyunlarını üretmeye 1993 yılında başlayan EA uzun bir süre sanal futbol piyasasının açık ara lideri olmuştur. EA, çizgi film karakterlerini andıran ve sadece iki tuşa basarak oynanan futbol oyunlarından, pas, orta, şut, ve defans yapabilme olanaklarını sunan bir devrim yapmıştır. İlk çıkan basit oyunlarda belirli noktalardan ne olursa olsun şut çekildiğinde gol atılırken, Fifa oyunları yapay zeka ve grafik tasarımlarıyla gittikçe daha fazla gerçeği andıran oyunlara imza atmıştır. 2001 yılına kadar imparatorluğunu sürdüren Fifa, Konami’nin Kasım ayında çıkardığı Pro-Evolution Soccer isimli futbol oyunuyla dünya çapında liderliğini açık ara kaptırmıştır. PES, Fifa’da olmayan bir çok özelliğe sahiptir. Hem daha gerçekçi, hem daha zevk verici olan PES rekor seviyede arkasına büyük bir oyuncu kitlesi kazanmıştır. Top oyuncudayken daha rahat top kontrolü, yapılan ortalarda daha fazla seçenek ve defansta baskı kurup kayarak top çalabilme özelliklerinden bir kaçıdır. Konami’nin bir çok takım ve liglerin lisanslarını alamadığı için sahte isimler kullanması bile uzun süre oyuncuların PES’i tercih etmelerinde bir engel oluşturmamıştır.
Sanal futbol dünyasının yeni kralı PES, 10 sene boyunca açık ara lider olup tartışılmaz üstünlüğüyle oyuncuların kalplerinde taht kurmuştur. 2011 senesi itibariyle Konami’nin yanlış ve kapitalist sistemin gerektirdiği daha fazla kar arayışlarından dolayı aramızdan ayrılıp yerini Fifa’ya kaptırmıştır. Matematik ile ilgilenenlerin araştırdığı en popüler konulardan biri oyun teorisidir. Oyun teorisi her zaman optimum noktayı bulmaya çalışır. Örneğin A ve B şehirleri arasında bir bakkal dükkanı açmak isteniyorsa optimum kar için bu şehirlerin en orta noktasında açılması gerekir. Konami 10 senedir domine ettiği futbol piyasasının 70% yerine 100%’e ulaşmaya çalışarak Fifa ve PES oyunlarının orta (optimum) noktasına doğru yönelmiştir. EA’da bu durumda boş durmayıp Fifa oyununa PES’in özelliklerini ekleyip seneler geçtikçe oyununu bir adım daha orta noktaya çekmiştir. Kısacası son 3 senelik zaman akışında Fifa’laşmaya çalışan bir PES ve PES’leşmeye çalışan bir Fifa mevcuttur. Bu geçiş dönemini 2011 senesinde Fifa’nın PES’den çok daha iyi yaptığını görüyoruz.
Her nesilin benimsediği bir James Bond karakteri vardır. 30 yaş ve üstü olanlar Sean Connery, 30 yaş ve altı olanlar Pierce Brosnan’ı en iyi James Bond aktörü olarak kabul ederler. Son senelerde James Bond filmlerinde daha farklı bir James Bond karakteri yaratmaya ve Hollywood’un yeni nesil filmlerini yönlendirdiği az diyalog çok özel efektlere doğru bir eğilim mevcuttur. Nitekim bu eğilimden dolayı yeni nesil James Bond filmleri artık James Bond filmlerinden çıkıp her hangi bir aksiyon filmlerine dönüşmüştür. PES'de aynı anlamda bir Fifa kopyası futbol oyununa dönüşmüştür. PES'de 10 senedir asla olmayan ve Fifa’ya özgün özelliklerin hemen hemen hepsini artık PES 2011 oyununda bulmak mevcut. Pas atarken bir güç çizgisinin çıkması, oynanabilirliğin yavaşlaması, top kontolünün daha tutuk olması, uzaktan şutların kısıtlanması bu özelliklerden bir kaçı. Kendi kimliğini kaybedip bir Fifa kopyası olan PES belkide oyun teorisini haklı çıkartıp Fifa’nın bir kısım oyuncu kitlesini çalacaktır, fakat artık eski kimliğini kaybetmiş, kapitalist sistemin karanlık sularına kendini kaptırmış bir Fifa klonundan başkası değildir. Bir yıldız geçti aramızdan, elveda PES seni hep bize yaşattığın eski günlerle anacağız ve yeni bir kahramanın çıkma umuduyla yaşiyacağız. Her zamanki gibi Gladyatör filminden bir sözle bitirelim yazıyı, “Şimdi özgürüz, seni tekrar göreceğim dostum….ama daha değil….daha değil!”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder