"Güzel müziği ayırt edemeyen insana, eşek kulağı yakışır" Apollon

18 Aralık 2010 Cumartesi

Yiğidolar’la Dans: Fenerbahçe 1 - Sivasspor 0

Fenerbahçe’nin kadrosu senelerdir yarım adamlarla dolu. Gökhan ileriye çok katkı sağlıyor ama orta yapamıyor, Dia müthiş adam geçiyor ama şut çekemiyor, Guiza pozisyona giriyor ama son vuruş yapamıyor, Cristian sağlam defans yapıyor ama öne oynayamıyor, Alex çok gol atıyor ve attırıyor ama mücadele etmiyor… Fenerbahçe birinci devrenin tamamında güzel ama tuzsuz bir yemek tadını veriyor taraftarlarına.

Maçtan önce Trabzon, Kayseri ve Bursaspor’un kazanmasıyla üç büyüklerin üstüne çok ağır bir yük binmiş oldu. Özellikle ezeli rakipleri kadar lige havlu atmayan Fenerbahçe açısından bu yükün çok daha fazla olduğunu maçın başında gördük. Fenerbahçe en son kendi sahasında oynadığı Galatasaray derbisinde bu kadar baskı görmüştü. Oyuna çok tutuk ve korkak başlayan Fenerbahçeli oyuncular, Dia’nın etkili oyunuyla topu ileriye taşıyıp, rakip sahada oyunu kabul ettirmeyi başardılar. Fakat Fenerbahçe açısından bu sefer farklı olan şey kanatlardan ve ortadan gelen pozisyonları bulamamalarıydı. Karambol pozisyonları dışında gol denemelerinin hepsi uzaktan şut ve duran toplardan geldi. Fenerbahçe’nin burda çektiği en büyük sıkıntı ise duran toplardan en iyi gol atan iki oyuncusu Lugano ve Semih’in kenarda oturuyor olmasıydı. İkinci yarı baskı kurmasına rağmen özellikle Niang’ın etkisiz performansından dolayı çok fazla top kayıpları yapan Fener, Alex’in bireysel olarak kazandığı frikikten golü de yakaladı. Aykut hoca 60. dakikada Stoch-Dia ve Semih-Gökay değişiklikleriyle geç de olsa doğru sisteme geçti diyebiliriz. Fakat Semih çıktıktan sonra sol açıkta oynattığı Niang yerine o kanatta Dia çok daha başarılı olabilirdi. Ligin ikinci devresinde Aykut hoca mutlaka Stoch ve Dia ikilisini aynı anda oynatma formülünü bulmalı. Uzaktan şutlara bakarsak Cristian ve Mehmet Topuz PES’de şut tuşunun yerini karıştırmış bir oyuncuya benziyorlardı. Futbolcuların kendine güvenleri kendi kapasitelerinin bilincini unutturmamalı.

Maça Sivasspor açısından bakarsak Rıza hocanın takımın başına geçmesiyle daha dirençli bir futbol oynuyorlar. Son 4 maçlarında puan ve puanlar alarak küme düşme hattından çıkma yolunda ilerleyerek iyi bir çıkış yakaladı diyebiliriz. Geçen hafta oynanan Ankaragücü maçı gibi Rıza hoca da ilk onbirini mümkün olduğunca genç ve mücadeleci oyunculardan kurdu. Ceyhun Eriş'in kenarda ve Mehmet Yıldız’ın cezalı olması nedeniyle forvet bir tek Mehmet Nas’a kalmış oldu. Önceki maçlarda Emenike ve Sestak gibi isimler Fenerbahçe savunmasını zorlarken bu sefer defansı zorlayacak bir oyuncu yoktu. Maç boyunca çok sert oynayıp Fenerbahçe’nin forvetlerinin etkisiz oyunlarında büyük pay sahibi olan Sivas savunması genel anlamda başarılıydı diyebiliriz. Özellikle Rıza hocanın gelişiyle Sivasspor alışılmış bir Anadolu futbolu oynamakda.

Fenerbahçe’de Santos – Caner ve Lugano – Bekir değişiklikleri radikal kararlar olarak görülebilir. Caner son haftalarda takıma zarar veren oyunuyla kötünün iyisi Santos’a şans vermiş oldu. Fakat kelebek etkisi gibi, yabancı kontenjanından dolayı Lugano’yu kesti. Bekir’in yaptığı hatalardan faydalanacak bir Sivas forveti olsa herşey çok farklı olabilirdi. Fenerbahçe ilk yarıyı berabere ya da mağlup bitirdiği bir maçtan ilk defa 3 puan almayı başardı. Kullandığı 12 kornerden faydalanamayan Fenerbahçe, Alex’in bireysel becerisiyle şampiyonluk yarışında başka bir gün savaşabilmek için hayatta kalmayı başardı.

1 yorum:

by yigit dedi ki...

hocam herşey güzel olmayabilir fener açısından ama alex varsa sorun yok diede basite indirgeyebiliriz amaç 3 puansa ama yıllardır herşeyi yarım yapıyor fenerbahçe,tamam gol atıyor ama yiyorda,en basiti geçen sene beşiktaş çok iyi değildi gol yemiyorlardı ama golde atamıyorlardı,biraz gol atabilsek fenerbahçe o haliyle bile geçemezdi beşiktaşı ama dedimya yıllardır fenerbahçe heycan vermiyor,alex'e dayalı sistem her zaman işlemez ama işledimmide böle belkide alınmayacak bir 3 puan alıyosun ve azda olsa iddian devam ediyor.