"Güzel müziği ayırt edemeyen insana, eşek kulağı yakışır" Apollon

20 Şubat 2011 Pazar

Onun Ferrari’si Var Güzel Mi Güzel


Fenerbahçe Beşiktaş maçları her zaman çok çekişmeli ve genelde bol gollü geçer. Hayatımda unutamadığım iki maç vardır, birincisi İstanbul’da oynanan Şampiyonlar Ligi finalinde Milan – Liverpool karşılaşması, ikinicisi ise 2006’da oynanan Fenerbahçe – Beşiktaş Türkiye Kupası finalidir. Pazar akşamı oynanan maçtan once bir çok yorum yapıldı. Özellikle Kiev maçı sonrası yapılan anketlerde Fenerbahçe’nin açık ara favori olduğunu gördük. Herşeye rağmen, derbi maçları başkadır ve Beşiktaş başka oynar dendi çoğu yorumcu tarafından. Hatırlarsanız benzer laflar Kiev maçı öncesi Beşiktaş’ın Avrupa performansı hakkında söylenmişti.

Lider Olanlar ve Lider Olduğunu Zannedenler



Bundan önceki yazımda Beşiktaş’ın hatalarını teker saydım o yüzden tekrardan Schuster, Quaresma, yönetim ve taraftarın hatalarını yazmayacağım. Fakat herşeyden once sözde çok kariyerli ve futbolu iyi bilen bir teknik direktörün derbi maçına yedek bir stopper almaması bir çok şeyi gösteriyor. Hatırlarsanız ilk yarıda Aykut hoca Kayseri maçında yedek kadroda stopper bulundurmamıştı ve Selçuk stopper mevkiisinde oynatıldıktan sonra mağlubiyet gelmişti. Murphy kanunudur bu ve büyük bir hatadır, ama esas burda altını çizmek istediğim şey Aykut Kocaman’ın o maçtan sonar çıkıp hata yaptığını Kabul etmesidir. Büyük hoca olmak istiyorsanız, önce kendi hatalarınızı kabullenmeniz gerekir. Yoksa beğenmeyen stada gelmesin gibi aciz bir kelimeyi kullanmak bir marifet değildir.

Schuster’in ne yaptığını ya da ne yapmaya çalıştığını ikinci yarı anlamak mümkün olmuyor maalesef. Devre arasından önce gerçekten gençleri takıma kazandırmaya çalışan, takımana hızlı bir atak futbolu oynatmaya çalışan bir hoca vardı. Şimdi ise takıma kazandırdığı tek şey kriz yönetiminin nasıl yanlış yapıldığını göstermekten ibaret. Toraman ve Üzülmez arasındaki kavgadan sonra tam 4.5 aydır oynatmadığı Ferrari’yi kader maçı olarak nitelendirilen Kiev maçında oynatmak, bunun üstüne tek düzgün stoperi Sivok’u Fenerbahçe maçında kadroya dahi almayan bir zihniyeti anlamak kuantum fiziğinden daha zor olsa gerek. Bunlar yetmezmiş gibi aylardır oynatmadığı ve formunu düşürdüğü Necip’i derbide oynatıp, Kiev maçında as forveti olarak oynattığı Bobo’yu kadroya bile almamak bir teknik director intiharıdır.

Yıldızlar Ve Uzaktan Yıldız Zannedilen Parıltılar


Bir tarafta Fenerbahçe’nin vazgeçilmezi Alex ve milli takım kaptanları, diğer yanda ise bazıları tarafından ‘dünya yıldızları’ olarak adlandırılan futbolcular. Eminim insan oğlu uzayda yaşamaya başlasaydı ‘uzay yıldızları’ daha makul olacaktı Beşiktaş yönetimi için, ama gelicek senelerde benzer beyanatlar duyarsak hiç şaşırmayın.

Beşiktaşlı taraftarların hala bağrına basıp tezahuratlarda bulunduğu Quaresma Süper Lig’de tam 1 gol atmış. Avrupa’da takıma gerçekten katkı sağlayıp, özellikle grup maçlarında 7 gol atmış. Lafı fazla dolandırmadan çok net  olarak yazmak istiyorum; Ricardo Quaresma iyi bir yıldız değildir. Bir takımın yıldız oyuncusu hem saha içinde takımı yönlendirir ve aynı zamanda skorda katkıda bulunur. Bu kriterlere bakarsak Alex ve Hagi çok net bir şekilde yıldız oyunculardır. Derbi maçına dönersek, Beşiktaş’ın baskalı oynadığı dönemlerde dahi, hiç bir atağı organize değildi. Bütün yapılan şey defanstan çıkan topu bir şekilde Quaresma’ya verip onun bir şeyler yapmasını beklemekti. Beşiktaş gibi büyük bir takımın oyun sistemi asla sadece tek bir oyuncunun üstüne kurulu olmamalı. Atılan gollere bakarsak Beşiktaş şapkadan tavşan çıkardı diyebiliriz. Ekrem’in o vuruşu yapabileceğine kimse o kadar inanmamıştı ki, Yobo bile orta yapacağı için ona vuruş yapması için izin verdi. İkinci golde ise Simao’nun frikiği baraja çarpıp İbrahim Toraman’ın önüne düştü ve rahat bir şekilde takımını öne geçirdi.

Fenerbahçe’de sahanın en kötüleri Emre, Mehmet Topuz ve Gökhan’dı. Sakatlık nedeniyle Cuma günü takımla çalışmalara başlayan Emre’nin ısrarla ilk onbirde oynatılması çok riskli bir hamleydi. Saha içinde her zamanki yırtıcı ve pres yapan Emre yoktu bu yüzden. Aynı şekilde Gökhan’I kas yırtığıyla oynatmak özellikle ilersi için büyük bir riskti. Fenerbahçe’nin sezon sonunda bu gibi durumlar için mutlaka Gökhan’a bir alternative bulması lazım. Saha içinde çok net bir şekilde sakatlıktan dolayı her zamanki atom karınca Gökhan yoktu diyebiliriz. Mehmet Topuz ise son haftalarda gösterdiği performanstan uzaktı. Mücadele edip takıma katkıda bulunmaya çalışsa da Fenerbahçe’nin maç boyunca sağ kanatı hiç çalışmadı. Fenerbahçe ligde 5’te 5 yaparak gerçekten müthiş bir çıkış yakaladı. İlk yarıda hep 25 dakika iyi oynayıp sonra geri çekilerek oyun disiplininden kopan Fenerbahçe, artık maçın son dakikasına kadar oyun disiplininden kopmuyor. İlk yarım saat ve penaltı pozisyonuna kadar olan zamanda Beşiktaş topa daha fazla sahip olan ve baskılı oynayan taraftı. Fakat biraz dikkat edersek kurduğu baskıdan yeteri kadar gol pozisyonlarını bulamadığını görüyoruz. Bunun en önemli nedeni Fenerbahçe’nin defansının gittikçe daha fazla yerleştiğidir. 

Son Nokta:


Aykut Kocaman’a demediğini bırakmayan Fenerbahçe taraftarları, tepkilerinin ne kadar abartı olduğunu yavaş yavaş görüyorlar. Maç seçen ve mücadele etmeyen takımı en sonunda istediği seviyeye getirmeye başladı. Artık Alex bile defansa gelip icabında orta sahada faul yapıyor. Herkes var gücüyle mücadele edip 90 dakika oyundan kopmuyor. Yaptığı transferlerin ve güvenini kazandığı yerli oyuncuların ne kadar doğru seçimler olduğunu sezon sonunda daha iyi anlayacaklardır. Tek umudum Stoch’un da yakın zaman içinde takıma kazandırılmasıdır.

Elbette Ferrari’nin pozisyonu Fenerbahçe’ye galibiyeti getirirdi. Beşiktaş 3-1 kazana bileceği maçı 4-2 kaybetti. Hakem Cüneyt Çakır bir çok duran topta sertliklere göz yumdu ve bu hatası en sonunda saatli bomba olan Ferrari’nin o davranışıyla sonuçlandı. Beşiktaşlı taraftarların bir çoğu hakeme haklı bir şekilde tepkili. Fakat hakemden önce tepki göstermeleri gereken kişiler Schuster, Ferrari ve yönetimdir. Schuster iyi bir hoca, Ferrari düzgün bir futbolcu, Quaresma iyi bir yıldız değildir. 

2 yorum:

SirEvo dedi ki...

Aykut Kocaman’a demediğini bırakmayan Fenerbahçe taraftarları, tepkilerinin ne kadar abartı olduğunu yavaş yavaş görüyorlar. Maç seçen ve mücadele etmeyen takımı en sonunda istediği seviyeye getirmeye başladı.

Bence Aykut'un zerre katkısı yok dünkü maçta. Öne geçen takımı 2 pozisyon daha bulup geriye yaslandı ve 30 dakika (60'a kadar) öyle oynamak zorunda kaldı. Ve Aykut bunun için hiçbir şey yapamadı. Eğer orada Ferrari kırmızı yemese, yapamamaya da devam edecekti. Ki Ferrari onun ekmeğine yağı sürdü. Üstüne bir de Necip Aurelio gibi salak-saçma bir değişiklik gelince Aykut kılını kıpırdatmadan maçı kazandı.

Fenerliler yatsın kalksın Şuster'e dua etsinler derim ben. Sivok ve Bobo'yu oynatmadığı, değişikliklerde saçmaladığı için.

Midas dedi ki...

Olmamış olanlar üzerinden yorum yapmak falcılık olur. Penaltı olmadan önce Aykut "Semih"i ısındırıyordu. Sivok ve Bobo oynasa idi, Ferrari kırmızı yemese idi, penaltı olmasa idi, Dia'nın topu direkten dönmese idi, Ekrem kırmızı kart görse idi, Gökhan kırmızı kart görse idi, Aykut Semih'i oyuna alsa idi v.s v.s ne olurdu hiç kimse bilemez. Ama bunlar olsa idi, o zaman maçın bu maç olmayacağı muhakkak. Ancak gerçek yaşananlara bakınca, Ferrari'yi oynatan da o olduğuna göre, sadece Fenerliler değil ama, bir çok rakip takımın teknik direktörleri ve taraftarları yatıp kalkıp Şuster'e dua etmeye devam ediyorlar maalesef.