"Güzel müziği ayırt edemeyen insana, eşek kulağı yakışır" Apollon

14 Kasım 2010 Pazar

Marsyas'ın Not Defteri 14.11.2010


Gençlerbirliği 0 – Beşiktaş 2

12 lig maçının yarısını kazanıp yarısında puan kaybeden Beşiktaş için hiç de kolay bir maç olmadı. Thomas Doll ile yollarını ayırdıktan sonra kendilerini toparlayan ve geçtiğimiz hafta Kayserispor ile kendi evinde berabere kalan Gençlerbirliği maç boyunca Beşiktaş defansına zor anlar yaşattı. Özellikle Hurşut ve Billy Mehmet ile etkili ataklar yakalayan Gençler, ilerki haftalar için ışık verdi. Birinci devrenin sonuna doğru verilen penaltı, maçın dönüm noktasıydı. Ceza sahası içinde havaya kalkan oyuncuya az bir temas olduğu gerçek, fakat bu tür pozisyonlara deneyimli hakemlerimiz normalde foul bile vermez iken genç hakem kararını farklı bir yönde kullandı. Beşiktaş bu maçta biraz şans birazda Gençler’in beceriksizliğinden az da olsa bir nefes almış oldu. Schuster ilk defa (sanki Adam Smith’in görünmez eli gelmişcesine) takımına defansif futbol oynatmaya başladı ve verimini de gördü. Geçen sene Mustafa Denizli yönetiminde Beşiktaş sağlam defans yapıp kontra ataklarla gol bulmaya çalışıyordu. Schuster dönemindeki Beşiktaş’ın tek farkı Quaresma ve Guti gibi yıldızların takıma eklenmeleridir. Schuster gibi prestij sahibi teknik adamların egoları yüksek olduğu için hep kendine göre belirledikeri sistemlerde takımlarını çalıştırmak isterler. Getafe ve Levante takımlarını çalıştırdığı dönemlerde yediği gollerden daha fazla gol atan bir takım yaratma çabası gösteren Schuster, Mustafa Denizli’nin takıma kazandırdığı sağlam defans futbolunu Guti ve Quaresma gibi futbolcularla değerlendirse çok daha fazla verim alabilir. Beşiktaş senelerdir aradığı on numarasını en sonunda kariyerinin sonunda dahi olsa Guti’de bulmuş bulunuyor. Guti’nin top dağıtımı ve Quaresma’nın delici top sürüşleri malesef verimli bir şekilde kullanılamıyor. Quaresma’nın istekli fakat tribüne oynayan futboluna ayrı bir sayfa açmak lazım. Bir çok kere gereğinden fazla çalım atmaya çalısıp çok fazla top kayıplarına neden olmaya başladı. Top kayıplarında ve hakemlerden alehine kararlar geldiğinde gösterdiği tavırlar bir hayli düşündürücü.

Öne Çıkanlar: Hurşut, Billy Mehmet, İbrahim Üzülmez, Hakem

Galatasaray 0 – Manisaspor 2

Galatasaray’ın bulunduğu durum itibariyle Manisa maçının zorlu geçeceği belliydi. Manisaspor özellikle Hikmet Karaman’ın başa geçmesiyle daha dirençli ve takım kimyası iyi bir takım haline geldi. Sezon başında üç büyüklerin transfer listesinde olan gol kralı Ariza Makakula’yı transfer ederek futbol severleri şaşırtan Manisaspor, bu gidişle ligin en dirençli rakiplerinden biri olma yollunda ilerliyor. Özellikle Simpson, İsaac ve Makakula üçlüsü ile çok etkili kontra ataklara çıkan Manisaspor, Galatasaray defansına maç boyunca zor anlar yaşattı. Özellikle İsaac’ın Galatasaray defansını topu her alışında geçebilmesi yenen gollerin bir göstergesi oldu. Maçın başında Galatasaray iyi başlayıp top hakimiyetinde üstünlük sağlasa bile bal yapmayan arı gibiydi. Yapılan ortalar ve Misimovic ve Elano’nun verimsiz oyunları gol yollarında ciddi sıkıntılara yol açtı. Maç boyunca bir çok kez ayakları kayıp yere düşen Galatasarylı futbolcular çok fazla top kayıplarına sebep oldu. Buna karşılık Manisaspor oyuncuları ayakta kalmayı başardılar.

Öne Çıkanlar: İsaac, Simpson, Makakula

Avrupadan Notlar:

  • Benitez İnter’e oynatmaya çalıştığı futbolun Serie A’da başarısız olacağını hala anlayamadı.
  • Milan – İnter maçında sadece bir kırmızı kart çıkması bir mucize.
  • Pato, İnzaghi ve Ronaldinho’suz Milan İnter’i rahatlıkla yendi.
  • Geçen hafta Liverpool deplasmanında yenilen Chelsea, bu hafta kendi sahasında Sunderland’e yenilerek üst üste ikinci mağlubiyetini aldı.
  • Gareth Bale Totenham’da gösterdiği performans ile gittikçe daha iyiye gidiyor, gelicek Avrupa Kupası’nın en çok konuşulan ismi olacak.
  • Hakan Şükür’ün çok yakın arkadaşı olan Seedorf, futbol hayatının sonuna gelse bile uzaktan şutlarıyla Kaka-Shevchenko-Seedorf-Maldini günlerini hatırlattı.

Hiç yorum yok: