"Güzel müziği ayırt edemeyen insana, eşek kulağı yakışır" Apollon

21 Kasım 2010 Pazar

Marsyas'ın Not Defteri 21.11.2010

Trabzonspor 0 – Eskişehirspor 0

Ligin en iyi futbolunu oynayan ve hakkıyla liderliği yakalamış karadeniz fırtınası bu maç için açık ara favoriydi. Son 6 maçını kazanarak forvet hattının ne kadar etkili olduğunu Hiddink’e de kanıtlayan Şenol hocaya şapka çıkartmak lazım. Maçta beklenmedik en önemli unsurlardan biri Bülent hocanın kısa bir sürede Sivasspor zamanlarını hatırlatan etkili defans oyununu Eskişehir’e kazandırabilmesiydi. Çoğunlukla Trabzonspor’un baskılı oyunuyla geçen maçta milli takıma giden Burak, Engin ve Umut gibi oyuncuların form düşüklüğü yaşamasından bütün yükün Jaja’nın omuzlarına bindiğini ve bu oyuncunun 75. dakikadan sonra oyundan düşdüğünü izledik. Şenol hocanın şapka çıkartılacak başka başarısı Dirty Dozen filminde olduğu gibi sabıkalı oyunculardan çok etkili performans alabilmesi. Engin Baytar ve Burak Yılmaz gibi oyunculardan verim alabilmek ve milli takıma kadar yükseltebilmek gerçekten çok zor bir başarı. Fakat nitekim Engin’i oyundan çıkarırken bazı şeylerin hiç bir zaman değişmiyeceğini görüyoruz. Maçın son 10 dakikası gerçekten seyir zevki açısından çok güzel ve pozisyon dolu geçti. Aynı Inception filminde ki gibi maçın son 10 dakikası, 1 saat geçmiş gibi hissettirdi. Şu andaki tabloya bakılırsa ligimizin açık ara en iyi futbolunu Trabzonspor oynamakta.

Öne Çıkanlar: Jaja, Onur, İvesa, Sezer

Kayserispor 0 – Galatasaray 0

5 eksiğine rağmen kendi sahasında yenilmeyen Kayserispor hiç şüphesiz maçın favorisiydi. Şota’nın gelişiyle Kayserispor geçen sezon Tolunay hocayla yakaladığı istikrarlı oyununun üstüne ofansif anlamda çok iyi transferler yaparak ligin en etkili takımlarından biri haline gelmiş durumda. Genellikle sol kanattan Mehmet Eren ve Hasan Ali ile Galatasaray defansını zorlayan Kayseri, sağ kanatınıda geliştirirse şampiyonluk yarışını ligin sonuna kadar sürdürecektir. Takımın sezon başında en etkili oyuncusu olan Cangele’yi sakatlıktan kaybetmesine rağmen, oyunundan hiç taviz vermemesini üç büyüklerin örnek almaları lazım. Arda, Alex ve Guti oynamadığı zamanlar üç büyükler ciddi anlamda gol bulmakta sıkıntı çekiyor.

İki takım içinde maç çoğunlukla uzaktan şut duellolarıyla geçti. Özellikle Galatasaray’ın defansında Servet’in çalım yemek anlamında kendine güvenini yitirdiğini ve Kayseri’nin forvet oyuncularını geride bekleyip şut atmalarına izin verdiğini gördük. Maç boyunca Hakan Balta’nın takım arkadaşlarına karşı hareketleri ve Ayhan ile yaşadığı tartışma, Fenerbahçe’nin 2002-2003 sezonunda 6. bitirdiği seneyi hatırlattı. Bir birlerine karşı bu kadar sinirli ve agrasif olan oyuncularla kurulu bir takımdan her hangi bir kimya ya da yardımlaşma aramak gerçekçi olmaz. Elano oyundan çıkarken soyunma odasına gitmesini sanki hayati tehlike varmış gibi önleyen idari menajerin hareketlerinden sonra takım içindeki durumun ne kadar vahim olduğu anlaşılıyor.

Galatasaray bu sezon fiziksel gücünün yetersizliğinden sadece 20 dakika baskılı oynaya biliyor. Bu 20 dakika içinde gol bulamadığı takdirde, özellikle 70. dakikadan sonra oyundan düşüyor ve gol yemeye çok müsait bir takım haline düşüyor. Özellikle oyunun ilerliyen dakikalarında 4-5-1’e geçip, maçı kendi sahasında kabul ederse Galatasaray en kötü beraberliği koruyabilir. Galatasaray’ın takım olarak ne kadar etkisiz olduğunu kalesinde gördüğü 17 gol ve Baros’un yokluğunda attığı 8 gol ile ligin 10. sırasında bulunduğunu görüyoruz. Artık üç büyüklerin “kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin” mantalitesine girmeleri şart. Bursaspor bunu iki sezondur çok başarılı bir şekilde uyguluyor. Hagi’nin gelmesiyle takımın her şeye rağmen bazı konularda kendisine gelmeye başladığını görebiliriz. Elano gibi bir futbolcuyu tamamiylen silen Rijkaard’dan sonra Hagi döneminde bu oyuncunun Galatasaray’ın en etkili gol silahı olduğunu görüyoruz. Misimovic olayının perde arkası tam anlamıyla bilinmediği için yorum yapmak zor. Fakat Galatasary’ın bu maçta daha dirençli olduğunu ve Misimovic’i hiç aramadığını söyliyebiliriz. Hagi ve Tugay maçın ilerleyen dakikalarında oyuna hamle yapmada kendilerini geliştirirlerse takıma çok daha fazla verimli olabilirler. Son olarak maçın ilk yarısında sahalarda görmeye alışık olmadığımız bir pozisyonla karşılaştık. Elano’nun korner atışında top direkten döndü ve Elano’ya kimseye çarpmadan geri geldiği için kural ihlalinden top Kayseri’ye geçti. Bu pozisyon hiç şüphesiz futbolculuk hayatında kornerlerden bir çok gol atan Mustafa Denizli hocayı hatırlattı.

Öne Çıkanlar: Hasan Ali, Zalayeta, Mehmet Eren, Elano, Ali Turan, Barış

Avrupa’dan Notlar:

  • İnter’in Chievo deplasmanında puan kayıplarına devam etmesi ve Benitez altında gittikçe geçen seneki Liverpool’a benzemesi.

Hiç yorum yok: