"Güzel müziği ayırt edemeyen insana, eşek kulağı yakışır" Apollon

20 Kasım 2010 Cumartesi

Marsyas'ın Not Defteri 20.11.2010

Manisaspor 0 – Bursaspor 2

Manisaspor Hikmet Karaman yönetiminde yakaladıkları başarıyı kendi sahasında oynadığı Bursa maçıyla devam ettirmek istiyordu. Özellikle Trabzonspor, Beşiktaş ve Galatasaray'a karşı aldıkları galibiyetlerle büyük takımlara karşı ne kadar etkili kontra atak futbolu oynadığını göstermiş oldu. Manisaspor’un 13 haftadır oynadığı maçlara bakarsak genellikle Sivasspor ve Gençlerbirliği gibi zayıf ekiplere karşı açık futbol oynadıkları için mağlup olduklarını görüyoruz. Isaac, Simpson, Makakula ve Kalabane gibi süratli ve etkili top taşıyan oyunculara sahip olduğu için her maça bu oyunculara dayalı bir kontra atak sistemiyle çıkarsa, Manisa her zaman zorlu bir deplasman olucaktır. Geçen sene İnter’in Eto – Milito – Sneijder – Stankovic gibi futbolcular ile Şampiyonlar Ligini kazanmasında en büyük etkenlerden biri çok etkili kontra ataklarla kendi sahalarından çıkmalarıydı; Manisa’nın İnter’i bu konuda örnek alması gerek. Bursaspor’a dönersek, geçen hafta oynanan Trabzonspor maçıyla son 9 maçında puan kaybettikten sonra bu maçta sezon başındaki performansını hatırlattı. Bursa, özellikle üç büyüklerde son senelerde göremediğimiz, takım içi yardımlaşma ve disiplini kötü oynadığı maçlarda dahi yakalamış durumda. Geçen sene kazanılan şampiyonlukta büyük pay sahibi olan Volkan Şen ve kendisini Avrupa’ya hazırlayan Sercan Yıldırım’ın eksikliğinde Ozan İpek ve Turgay’ın üstün performanslarını izledik. Ertuğrul hoca özellikle Simpson’u ve İsaac’ı orta saha presleri ve baskılı oyunuyla çok iyi etkisiz hale getirmeyi başardı ve Manisa’nın en önemli gol yollarını kesmiş oldu. Bursaspor’un ayrı bir özelliği çok yönlü saldırarak rakip defansı maç boyunca zorlaması. Her iki kanattan ve ortadan rakip kaleye gitmeye çalıştıkları için, eninde sonunda birinin kafasına çarpıp yada şans eseri boşta kalan topları gole çevire biliyorlar. Futbolda şans faktörünün olduğu bir gerçek ve ne kadar pozisyon üretirseniz, kendi becerinizle gol atamasanız bile, bir pozisyonda şans sizin tarafınızda olur ve gol atabilirsiniz. Manisa’nın Bursa’ya karşı açık oyunu ve Bursa’nın çok yönlü atakları Bursa için 2 farklı galibiyeti getirmiş oldu.
Öne Çıkanlar: Ozan İpek, Battalla, Ergiç, Turgay

Beşiktaş 2 – Konyaspor 2

Üç büyüklerin kan kayıpları devam etmekte ve basında bayram yapmakta. Cumartesi ligimizi süsleyen bu maçta yaşanan drama Öyle Geçer Bir Zaman Ki ve Fatma Gül’ün Suçu Ne? dizilerinde bile az bulunurdu. Lider Trabzonspor ile 9 puan farkı olan ve 6. sırada yer alan Beşiktaş’ın bütün sezondur yaşadığı sorunların devamını izledik. Öncelikle her ne kadar Quaresma çoğunlukla tribünlere oynadığı ve sempatik tavırlarından dolayı gündemde olsa da, Guti’nin bu takım için çok daha önemli olduğunu Konya maçında gördük. Geçtiğimiz sezon yönetimin Tabata’ya 8 milyon vermelerinin en büyük sebeplerinden biri ondan bir sol kanat oynatmak yerine Alex, Guti, Hagi gibi bir on numara olması beklentileriydi. Fakat Gaziantep’de gösterdiği performansın (birazda seyirci baskısından dolayı) onda birini bile gösteremedi. Beşiktaş’ın ligde yediği 14 golün 10’unu kendi sahasında yemesi seyirci baskısının bazen negatif etki yarattığının bir göstergesidir. Maç boyunca Konyaspor’un sadece iki atak yaptığının ve bu iki atağında kontra ataklardan geldiğini belirtmek lazım. Konya’nın Slovakya’lı oyuncusu Peter Grajciar’ın ayağından yakaladığı goller, başkan Demirören’in sezon başı transferleri ile yakaladığı krediyi doldurmuş oldu. Holosko – Tabata – Nobre üçlüsünden gol beklemek her ne kadar Guiza’dan isabetli bir ok atışı beklemeye benzesede, Schuster kişisel takıntılarından dolayı kadrosuna tek alternatif forvet olan Fatih Tekke’yi almamakta ısrarını sürdürmekte. Elbette Fatih Tekke’nin maçı kurtaracağını beklemek yanlış olur, fakat elindeki kadro ne kadar zengin olursa o kadar galibiyet için alternatifin olucağı da bir gerçek. Beşiktaş’ın forvetteki sıkıntıları o kadar vahim ki artık duran toplarda en büyük silahı Ernst olmaya başladı. Beşiktaş’ın ikinci golünde görülen Nobre – Tabata – Holosko organizasyonu her ne kadar alışılmış bir durum olmasada, bu üçlü birleştiğinde bir Bobo kadar etkili olabildiklerini gösteriyor. Bu üçlü ikinci devre kaleciyle karşı karşıya kaçırdıkları gollerden sonra haklı olarak tepkilerin odak noktasıydı. Konyasporlu Mamadou Kere’nin kendi kalesine attığı gol, Fifa 11’de olsa ciddi bir yazılım hatası diye paylaşım sitelerinde görmemiz mümkündü. Özellikle ikinci yarıda Aurelio’nun baskılı oyunu Beşiktaş’ın baskı yapabilmesini sağladı. Fakat Aurelio ve Ernst’in defansif özellikleri önde olduğu için, özellikle Guti’nin yokluğunda, birinin yerine Necip’in oynaması top dağıtımı için daha verimli olur. Son olarak bu maçta sakatlanan ve ikinci derece yırtıkla 4 hafta sahalardan uzak kalıcak Quaresma’ya değinmek istiyorum. Bu tür oyuncuların çok yetenekli oldukları ve yokluktan pozisyon üretebildikleri bir gerçek. Fakat oynadığı dönemlerde Beşiktaş’ın yarı sahasını her geçen top Quaresma’ya gitti ve hemen hepsi top kayıpları ile sonuçlandı. Bu futbolcunun her zaman önündeki adamı geçmek yerine takım arkadaşlarıyla organize şekilde çalışması çok daha verimli olucaktır. Hiç durmadan üç büyüklerde oynayan oyuncuların profosyönel bir hayar yaşamadıkları ve bu yüzden sakatlandıklarından bahsediliyor. Acaba Avrupa’da oynayan futbolcular Budhist rahipleri olarak mı yaşamaktalar? Eğer öyleyse iler ki transferlerde bu özelliğe dikkat etmek gerekiyor anlaşılan. Schuster maç sonrası yaptığı açıklamalardan sonra gittikçe gözden düşmeye başladı. Bu sefer kendini Geleceğe Dönüş filmindeki deli profosör zannetti gibi, bizim ligimizde 60’ların futbolu oynayıyorda kendisi 3000’lerin futbolunumu oynatıyor acaba?
Öne Çıkanlar: Peter Grajciar, Aurelio, Ersan, Ernst, Tabata

Avrupa’dan Notlar:

  • Totenham’ın birinci devre 2-0 geriye düştükten sonra ikinci devre 3-2’lik mucize dönüşü ve 17 senelik aradan sonra Arsenal’i deplasmanda devirdi.
  • Garth Bale yine golünü attı, şu anda Avrupa liglerinin en etkili sol açık oyuncusu. Euro 2012’de sakatlık yaşanmazsa en çok konuşulan isimler arasında olucaktır.
  • Schalke – Bremen maçında Raul’un mükemmel hat tricki ve mükemmel golleri.
  • Chelsea’nin Birmingham deplasmanında puan kayıplarına devam etmesi ManU ile puan farkının kapanması.
  • Milan – Fiorentina maçında Abbiati’nin müthiş kurtarışları ve D’Agustino’nun etkili oyunu.
  • El Clasico öncesi La Liga’da alınan farklı galibiyetler (Barcelona 8 – Almeida 0 ve Real Madrid 5 – Atl.Bilbao 1).

2 yorum:

İsa Karagöl dedi ki...

Eline sağlık hocam.Devamını bekliyoruz.

by yigit dedi ki...

her harfine ve kelimesine katılıyorum efenim